Çekmeköy’de veri merkezi ve fiber optik santral üretip ihraç ediyor
İstanbul Çekmeköy’deki Canovate Group, veri merkezi üretiminde dünyada ilk beş, uçtan uca fiber optik santral üretiminde ise ilk yedi firma arasında. 72 ülkeye ihracat yapan firmanın ürünlerini 40 ülkenin telekom şirketleri kullanıyor.
TÜRK girişimcilerinin ‘yüksek teknoloji üretme’ çabasına her gün yeni bir başarı öyküsü ekleniyor. Kastamonulu Can Gür’ün şirketi Canovate, Türkiye’nin ilk ve tek data center (veri merkezi) ve fiber optik santral üreticisi olarak küresel rekabette üst sıralara tırmanmaya devam ediyor. İstanbul Çekmeköy’de 30 bin metrekare alanda üretim yapan Canovate Group, bilişim ve telekom altyapı ürünleri konusundaki üretim hattıyla Avrupa’daki benzer 2- 3 fabrika arasında gösteriliyor. Sürekli Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) yatırımı yapan firmanın 14 yılllık Ar-Ge bütçesi 18 milyon doları aştı. Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür şöyle anlatıyor öyküsünü:
KASTAMONULU ÖĞRETMENİN OĞLU
“1952’de Kastamonu’nun çok fakir bir köyünde doğdum, Babam öğretmen ve annem ev hanımı idi. ilk, orta ve liseyi Kastamonu ve Karabük’te okudum. 17 yaşıma geldiğimde ‘bilim adamı’ olmaya karar vermiştim. 1974’te ODTÜ Fizik bölümünü, sonra da Elektronik Mühendisliğini bitirdim. 1976’da İngiltere’de elektronik mühendisliği master’ını tamamladım. Öğrencilik hayatım boyunca, bir öğretmenin dört çocuğundan biri olarak zor koşullar altında okudum.
ABD AMBARGOSU VE GÖLCÜK
1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası Türkiye’ye uygulanmaya başlanan ABD ambargosu sırasında Deniz Kuvvetleri Gölcük Tersanesi’nde Ar-Ge mühendisi olarak gece 2’lere kadar çalıştık ve savaş gemilerimizin radar, sonar, atış kontrol sistemlerinin elektronik kartlarını yerli ürettik. Sonra Tersane Komutanlığı’nın tavsiyesiyle, gemilerin radar ve sonar parçalarını Deniz Kuvvetlerine vermek için elektronik mühendisi kardeşim Özcan Gür ile ilk şirketimizi 1979 yılında sıfır sermaye ile kurduk. Kadıköy Hasanpaşa’da kendi ellerimizle inşa ettiğimiz ilk atölyemiz 80 metrekare idi.
İNGİLİZCE KONUŞAN AMELELER!
Kardeşim ile atölyemizin inşaatını da kendimiz yapıyorduk. Elimizde kazma kürek çalışırken kimse anlamasın diye aramızda İngilizce konuşuyorduk. Çevrede Anadolu lisesinde okuyan öğrenciler, bizi ailelerine gösterip ‘bakın bu ameleler İngilizce konuşuyor’ diye alay ediyorlardı. İşyerimizi yaptık, şirketimizi kurduk ve ‘dijital reaktif güç faktörü ölçüm cihazı’ geliştirdik ki bu benzerlerine göre çok daha başarılı bir ürün oldu. Hatta Europe Electronic Product News dergisine Türkiye’den ilk ürün olarak kayda girdi. Siemens ürünü test etti ve hemen bizimle çalışmaya başladı. 1982’de 60 ülkeye ihracat yapan bir şirket olmuştuk. Çünkü bu ürüne dünyadan çok yoğun talep vardı. 1986’da ikinci bir iş kolu olarak yurtdışındaki elektronik komponentler konusunda firmaların Türkiye distribütörlüğünü yapmaya başladık.
‘TELETAŞ FABRİKASI’NI ALDIK
1996’da Ümraniye’deki Alcatel Teletaş kapanacaktı. Biz de ciddi bir borç yüküyle birlikte tesisi devraldık. Hedefimiz yerli sanayinin üretime devam etmesiydi. Türk Telekom’a, 4.5 milyon abone kapasitesinde dijital santraller, radyo-linkler ve ankesörlü telefonlar ürettik. Ancak, 2001 krizinde, 250 çalışan ve 20 milyon Euro cirodan, işsiz bir firma haline düştük. Çünkü Türk Telekom, dijital santraller, radyo-lingler ve ankesörlü telefonların alımını durdurdu. Ancak biz teknolojiyi çok yakından takip ediyorduk ve özgün ürünlerimizi geliştirme ve üretme kararı aldık ve bugünlere geldik. Şu anda ürünlerimiz 4 kıtada 72 ülkeye ihraç ediliyor. Ciromuzun yüzde 80’i ihracattan geliyor. Bu işimizde 260 kişilik de
Isı pompaları kombi’lere karşı
Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, veri merkezi ve fiber optik santral üretimi dışında, ısı pompaları ve siber güvenlik, sosyal medya denetimi ve kamera güvenlik sistemleri konularında da hızlı büyüme yakaladıklarını anlatıyor. Gür, gayrimenkul yatırım ortaklığı da kurduklarını ve Canpark AVM ile yanındaki Hilton Garden Inn Hotel’in sahibi olduklarını belirtiyor. Isı pompaları işinin enerji tasarrufu için çok kritik olduğunu söyleyen Can Gür, bu konudaki bilgilerini şöyle paylaşıyor:
“Isı pompaları Türkiye’yi doğalgaz bağımlılığından kurtaracak ki bu cari açığı ve karbon salınımını büyük ölçüde düşürecek. Ülkemiz, ısıtma, soğutma, havalandırma konusunda dünyanın beşinci büyük pazarı ve sadece yoğuşmalı kazanlar, kombiler ve klimalar kullanılıyor. Almanya’da yoğuşmalı kombi satışı yasaklandı. Avrupa’da satışı yasak olan kombiler, Türkiye’de büyük pazar buldu. Oysa Avrupa ve Amerika yoğun olarak ısı pompaları kullanıyor. Çünkü bu sayede enerjinin yüzde 80’i, toprak, su veya havadan bedava alınıyor.”
